21.05.2009

Hac Suresi 78

*


Allah'a sarılın.
O sizin sahibinizdir.
O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!


sadegallahülazim.





*

13.05.2009

Bardağı bırak suya bak…

*


Pozitivizmin tesiri altına giren siyaset bilimi, uzun süre siyaset felsefesi ve siyaset teorisinden uzak tutuldu, daha amprik ve pratik bir bilim dalı inşa edilmeye çalışıldı. Normatif, değer yüklü ve felsefi olan, bir nevi ayrışmaya tabi tutuldu. Gözle görülür, elle tutulur, kesin ve mutlak bir bilimsel gerçeklik üretilmeye çalışıldı. Ancak tüm sosyal bilimlerde olduğu gibi, siyaset biliminin de bu kıskaçtan kurtulması fazla uzun sürmedi. Aslında madde-mana, fizik-metafizik gibi bir çok konuda ayrıma gidilmesi, modern dönemin temel özelliklerinden biri olarak görülebilir . Habermas'ın "modernliğin kültürel ayrışması" dediği, ahlak-bilim-sanat alanlarında görülen kopuş, hayatın bir çok alanında dramatik anlam kayıplarına sebep oldu.

Şekil, zarf, görüntü muhtevanın, mazrufun, içeriğin yerini aldı. İçle dışın, mana ile maddenin, şekil ile muhtevanın yaşadığı kopuş anlam dünyasında da ciddi bir erozyona sebep oldu. Kozmos içindeki geleneksel bağlar, algı biçimleri ve ilişkilerle belli bir anlam ifade eden insan, yeni dönemde tüm bunların değersizleşmesiyle, kendi anlam dünyasını ve bu dünya içinde sahip olduğu geleneksel rolü de kaybetti.

Bardak da, işte belli bir şekli, zahiri, zarfı, bir biçimi ifade ediyor. Asıl anlam bardağın içindekiyle oluşuyor. Bardak'tan murad, bizatihi kendisi değil, taşıdığı, içerdiği sıvıdır. Elbette bardağın şekli, biçimi, rengi, boyutu, estetik algısı muhtevanın mahiyetini etkileyecek bir öneme sahiptir. Soyut olan bir şeyi somuta dönüştürmek, ona bir şekil ve görüntü kazandırmak, küçümsenmeyecek bir özelliktir. Ancak bardakta içilen şeyin ne olduğu, ne işe yaradığı gözden kaçırılmamalıdır. İnsanlar çoğu zaman zahirde boğulur, zarfdan mazrufa, şekilden öze geçemez.

Bilinen meseledir. Deniz suyunun renksiz olması, bilimsel bir gerçekliktir. Ama ona anlam katan, bizim ona atfettiğimiz renklerdir. Yazdığımız şiirler, çizdiğimiz resimler, anlattığımız hikayeler bizim ürettiğimiz anlam dünyasıyla renklenir, değer ve anlam kazanır.

Örneğin uzlaşı da böyle bir kavramdır. Birkaç haftadır yazıyorum. Uzlaşı, demokratik kültürün en önemli unsurlarından biridir. Diyalog, müzakere, tartışma, istişare, mutabakat zeminleri üretme, siyasetin temeli olmalıdır. Ancak birileri uzlaşıyı bir dayatma aracı, belli bir kesimin düşüncesini umuma kabul ettirme süreci gibi anlarsa buna "şekilde boğulma", bir "erdemin istismarı" denir. Uzlaşı geriye doğru gitme, statükoda buluşma değil, ileriye doğru gitme, değişimde ve gelişimde buluşmadır. Uzlaşı tarafların belli bir esneklikle asgari müştereklere doğru yol alması, orta yolda buluşması şeklinde değil de, birilerinin eksenine kayma, başka yörüngelere savrulma şeklinde işlerse, kalite kazandırmaz, yozlaşmaya kapı açar. Uzlaşı, bir hizaya getirme, yola getirme, kişiliksizleştirme operasyonu olamaz. Uzlaşı toplumun genel menfaatleri paralelinde paydaşların kesişme noktalarına vurgu yaparak makulde bir araya gelmesidir. İşte bu yüzden geçenlerde, CHP liderinin uzlaşı anlayışının Türkiye'nin önünü açacak bir anlam ifade etmediğini, Başbakan Erdoğan'ın belki de siyasi hayatındaki en büyük başarılarından birinin, partisinin kapatılma sürecinde sergilediği uzlaşmacı tavırda yattığını ifade ettim. 2007 ve 2008'de yaşanan gerilimler, uzlaşı anlayışını yitiren hükümetin kriz üretme sevdasının ürünü değildir. Gerilim üretmek isteyen kesimlere karşı Başbakan Erdoğan, mutabakat zeminlerini yeniden tesis etmeye çalışmış, partisini ve Türkiye'yi zor bir süreçten en az zararla çıkarmıştır. Her ne kadar dava süreci hukuki bir süreç olsa da, genel siyasi havanın ve algıların bu süreçte etkili olmadığı söylenemez. Erdoğan'ın bu dönemde yoğunlaşan uzlaşı çabası, halen devam etmektedir.

Şekilde boğulanların biraz daha muhtevaya bakmaları, olup bitenleri doğru anlamalarını sağlayacaktır.


yasin doğan/yeni şafak



*

9.05.2009

Rahman Suresi

*


1. Rahmân (çok merhametli olan Allah)

2. Kurân'ı öğretti.

3. İnsanı yarattı.

4. Ona beyanı öğretti.

5. Güneş de ay da bir hesab iledir.

6. Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler.

7. Göğü yükseltti ve mizanı koydu.

8. Sakın tartıda taşkınlık etmeyin.

9. Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.

10. (Allah) yeri mahlukat için (aşağıya) koydu.

11. Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

12. Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır.

13. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

14. Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.

15. Cinleri de hâlis ateşten yarattı.

16. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

17. (O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

18. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

19. (Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.

20. Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

21. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

22. İkisinden de inci ve mercan çıkar.

23. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

24. Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur.

25. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

26. Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.

27. Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.

28. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

29. Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler. O, her gün yeni bir iştedir.

30. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

31. Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.

32. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

33. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Ama Allah'ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.

34. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

35. Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.

36. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

37. Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman...

38. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39. İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

40. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

41. Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.

42. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

43. İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

44. Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.

45. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

46. Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır.

47. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

48. İkisinin de çeşitli ağaçları, meyvaları vardır.

49. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

50. İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.

51. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

52. İkisinde de her türlü meyvadan çift çift vardır.

53. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

54. Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.

55. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

56. Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

57. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

58. Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

59. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

60. İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?

61. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

62. Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.

63. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

64. (Bu cennetler) yemyeşildirler.

65. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

66. İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.

67. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

68. İkisinde de her türlü meyva, hurma ve nar vardır.

69. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

70. İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.

71. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

72. Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.

73. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

74. Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

75. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

76. Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.

77. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

78-Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!


*

8.05.2009

Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed

*



Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Mü'min olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zevk-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
Kûrsûn üstünde cevlân eyleyen.
Mi'râcda ümmetin Hak’dan dileyen,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Ol çâriyâr anın gökler yâridir,
Anı seven günahlardan beridir,
On sekiz bin âlemin serveridir,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Aşık Yunus neyler iki cihânı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümânsız
Sana uymayanlar gider imânsız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed.



*